Verilmis
Sorunu sor hemen cevaplansın.
verilmis teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- verilmiş
- given
Allen was given a problem that was impossible to solve.
-Allen'e çözülmesi imkânsız bir problem verilmişti.
Fahrenheit is a German inventor who invented the thermometer. At the same time, his name is given to a unit of temperature.
-Fahrenheit, termometreyi bulan Alman bir mucittir. Aynı zamanda onun ismi bir sıcaklık birimine verilmiştir.
- verilmiş
- dedicated
- verilmiş
- bestowed
- verilmiş
- expensed
- verilmiş
- delivered
- Verilmiş sadakası varmış
- He's had a lucky escape
- ver
- give
I think I'm gonna sneeze. Give me a tissue.
-Sanırım hapşıracağım... Bana bir mendil ver.
Give me something to do.
-Bana yapacak bir şey ver.
- aksan verilmiş
- (Dilbilim) accented">(Dilbilim) accented
- alarm verilmiş
- alarmed
- cevap verilmiş
- answered
- elle şekil verilmiş
- fashioned
- emre verilmiş birlik
- (Askeri) attached unit
- güven verilmiş
- assured
- hüküm verilmiş
- doomed
- isim verilmiş varlıklar
- (Bilgisayar) named entities
- izin verilmiş
- authorised
- oybirliği ile verilmiş
- unanimous
- ver
- (Bilgisayar) issue
Thus, the ethical issue remains: Should cigarette makers be allowed to target global markets?
-Bu yüzden, etik sorun devam ediyor: sigara üreticilerine hedef küresel pazarlara izin verilmeli mi?
I give you five minutes to resolve this issue.
-Sana bu problemi çözmen için beş dakika veriyorum.
- ver
- (Bilgisayar) export
The export of arms was not allowed.
-Silah ihracatına izin verilmedi.
Our negotiations to lower export taxes suffered a big setback.
-İhracaat vergilerini düşürme müzakerelerimiz büyük bir başarısızlıkla sonuçlandı..
- ver
- (Bilgisayar) export as
- yetki verilmiş
- authorised
- yetki verilmiş
- authorized
- ver
- render
I cannot render a judgment on that.
-Bu konuda bir karar veremiyorum.
- ver
- gave
My uncle gave me a present.
-Amcam bana bir hediye verdi.
I took one, and gave the other apples to my little sister.
-Birini ben aldım, diğer elmaları ise küçük kız kardeşime verdim.
- ver
- {f} grant
He'll be granted American citizenship.
-Ona Amerikan vatandaşlığı verilecek.
The college granted him a scholarship.
-Üniversite ona bir burs verdi.
- ver
- brought forth
- ver
- {f} given
Fahrenheit is a German inventor who invented the thermometer. At the same time, his name is given to a unit of temperature.
-Fahrenheit, termometreyi bulan Alman bir mucittir. Aynı zamanda onun ismi bir sıcaklık birimine verilmiştir.
Parents have a prior right to choose the kind of education that shall be given to their children.
-Ana baba, çocuklarına verilecek eğitim türünü seçmek hakkını öncelikle haizdirler.
- ver
- mete out
- ver
- {f} giving
Recently, they have not been giving her her paycheck on time.
-Son zamanlarda, ona maaş çekini zamanında vermiyorlar.
Any man who can drive safely while kissing a pretty lady is simply not giving the kiss the attention it deserves.
-Güzel bir bayanı öperken güvenle araba sürebilen bir sürücü sadece öpücüğe hakettiği ilgiyi vermiyordur.
- ver
- {f} rendering
- ver
- bestow
The manager bestowed a trophy on him.
-Müdür ona bir kupa verdi.
The college bestowed an honorary degree on him.
-Üniversite ona fahri doktora unvanı verdi.
- ver
- favour with
- ver
- bring forth
- karşılığı hakkıyla verilmiş
- well-compensate
- ver
- granted
Lincoln granted liberty to slaves.
-Lincoln kölelere özgürlük verdi.
We were granted the privilege of fishing in this bay.
-Bize bu koyda özel balık tutma izni verildi.
- akım verilmiş
- energized
- ara verilmiş
- suspended
- avantaj verilmiş
- advantaged
- balıkçı gemisi süsü verilmiş savaş gemisi
- Q ship
- balıkçı gemisi süsü verilmiş savaş gemisi
- Q boat
- bayilik verilmiş
- (Ticaret) franchised">(Ticaret) franchised
- bol verilmiş
- showered
- cesaret verilmiş
- emboldened
- deniz hava tesisi; tahsis edilmemiş fonlar; sıra numarası verilmiş hava kuvveti
- (Askeri) naval air facility; nonappropriated funds; numbered air force
- derinlik verilmiş
- perspective
- derinlik verilmiş
- perspectival
- düşünülerek verilmiş karar
- balanced judgment
- en az verilmiş
- scrimpiest
- enerji verilmiş
- energized
- fazla ışık verilmiş
- over exposed
- istenmeden verilmiş
- unsolicited
- kiraya verilmiş mülk
- let
- kudret verilmiş
- energized
- kudret verilmiş
- energised
- lezzet verilmiş
- seasoned
- numune olarak verilmiş
- exampled
- rehin verilmiş
- gaged
- rehine verilmiş varlık
- (Ticaret) pledged asset
- sancak verilmiş harekat üssü
- (Askeri) collocated operating base
- teminât olarak verilmiş
- bailable
- ver
- seise
- ver
- favourwith
- ver
- cede
- ver
- reach
The people crowded round the injured man, but they made way for the doctor when he reached the scene of the accident.
-İnsanlar yaralı adamın etrafına toplandılar fakat doktor olay yerine yaklaştığında ona yol verdiler.
She did not decide to be a singer until she reached the age of twenty.
-O yirmi yaşına ulaşıncaya kadar bir şarkıcı olmaya karar vermedi.
- yetki verilmiş dişçi sınıfı istihkak listesi
- (Askeri) authorized dental allowance list
- yetki verilmiş sıhhi istihkak listesi
- (Askeri) authorized medical allowance list
- çırak olarak verilmiş
- articled
- öncelik verilmiş
- prioritised
İlgili Terimler
verilmis teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı
- ver
- Displays the MS-DOS version
- ver
- Vertical
- ver
- Voluntary export restraint agreement
- ver
- (Internal) VER Displays the DOS version number
- ver
- to see
I am very happy to see you.
-I am very glad to see you.
I am very happy to see you.
-I'm very glad to see you.
- ver
- Reports the version of the operating system Example VER
- ver
- edition, variation
- ver
- nIII: ability
- ver
- Acronym for "Voluntary Export Restraint "
- ver
- Veterans Employment Representative
- ver
- - version
- ver
- Params: string TICKET, int BUILD_SUPPORT, string CLIENT_VERSION
İlgili Terimler
verilmis teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı
- VER
- (Osmanlı Dönemi) f. "Sahib, mâlik; anlamlarına gelir ve birleşik kelimeler yapılır. Meselâ: Dâniş-ver $ : Âlim. Suhan-ver $ : Edip, şâir
- VER
- (Osmanlı Dönemi) (-) f. "Sahib, mâlik; anlamlarına gelir ve birleşik kelimeler yapılır. Meselâ: Dâniş-ver Âlim. Suhan-ver Edip, şâir
İlgili Terimler
verilmis teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- ver
- (Bilgisayar) sürüm
Bu kitabın hem sert hem de yumuşak kapak sürümleri mevcuttur.
-The book is available in both hard and soft-cover versions.
Eski sürümleri kontrol edin.
-Check for old versions.
İlgili Terimler
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.